Çanakkale’de üniversitedeki sanat atölyesi etkinliğinde bir araya gelen 3 sanatçı, geleneksel Çanakkale seramiklerini tasarımlarıyla birleştirerek özgün eserler hazırladı.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Çanakkale Seramikleri Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi, ilk örneklerine 15’inci yüzyılda kent merkezinde rastlanan, 17’nci yüzyıl sonlarından 20’nci yüzyıl başlarına kadar yoğun olarak üretimi yapılan geleneksel Çanakkale seramiklerini yaşatmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Unutulmaya yüz tutmuş sanatın yaşatılmasına, genç kuşağa tanıtılmasına, yeni tasarım ve çağdaş formlarla yorumlanmasına öncülük eden merkez, sanat atölyesi etkinliğinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşe Balyemez, ÇOMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Müjde Yücel Coşar ve seramik sanatçısı Gülfidan Özmen’i bir araya geldi.
Atölyede 10 gün süren etkinlikte geleneksel Çanakkale seramiklerini tasarımlarıyla buluşturan sanatçılar, tabak ve vazo gibi eserlerine çeşitli renklerde boya ve şekillerle ayrı bir boyut kattı.
Sanatçılar, eserlerini yaz aylarında açacakları kişisel sergilerde sanatseverlerle buluşturacak.
Balyemez, AA muhabirine, atölyede Çanakkale seramiklerinin geleneksel desen, form ve dekorlarında kendilerine özgü yorum ve denemeler yaptıklarını söyledi.
Kendi alanı olduğu için daha çok Çanakkale seramiklerinin dekorları üzerine çalıştığını belirten Balyemez, “Özellikle fırça dekorları, astar akıtmalar ilgimi çekiyordu. ‘Onlarla ilgili renklerini değiştirsem nasıl olur, o dekorlar farklı renklerin üzerinde dursa nasıl olur?’ gibi birtakım denemeler yaptım. Aslında daha ziyade farklı renkleri araştırmak gibi oldu. Sonucun ne olacağını çok bilmeden başladım.” dedi.
Balyemez, Çanakkale seramiklerinin genel olarak kaba ve halkın kullanımı için yapılmış ürünler olduğunu dile getirdi.
Sanatsal açıdan bu seramiklerin özelliklerine değinen Balyemez, “Dekorları, üzerindeki fırçalar, renkler, akıtmalar o kadar özgün ki dünyanın herhangi bir yerinde o seramiği gördüğünüz zaman onun Çanakkale olduğunu anlayabilirsiniz. Bu da onu bence en değerli kılan tarafı.” ifadesini kullandı.
“Her geleneksel sanatın yaşatılması için taze kana ihtiyaç var”
Genellikle enstalasyon (yerleştirme) ya da heykel üzerine çalışmalar yapan sanatçı Gülfidan Özmen ise kullandığı gereçler zaman zaman değişse de özellikle cam, seramik ve kağıt gibi malzemelerden yararlandığını söyledi.
Çanakkale seramiklerinin akıtma sırları renklerini çok sevdiğini ve bunları soyut formlara uyguladığını aktaran Özmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu çalışma kapsamında çamurdan soyut yaptığım birtakım strüktürler, formlar var. Bunların üzerine uygulama yapacağım. Her geleneksel sanatın yaşatılması için taze kana ihtiyaç var. Bu, yeni sanatçıların çağdaş yorumlaması ya da yetişmiş geleneksel sanatçıların farklı uygulamaları olabilir. Seramik ve cam eğitimi aldım ama farklı bir bakış açısıyla yorumluyorum. Bu da malzemelere bir tazelik getiriyor.”
Coşar da Çanakkale Seramikleri Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezinin konuk sanatçılarla bu yıl ilk kez düzenlediği sanat atölyesi etkinliğinin yeni üretimlere vesile olması, yeni kuşaklara tanıtılması ve kültürel mirasa sahip çıkılması için devamının planlandığını belirtti.
Her etkinliğe konuk sanatçıların davet edileceğini, üniversiteden de öğretim üyelerinin bu çalışmaya dahil edileceğini aktaran Coşar, etkinliğin bu şekilde ortak etkileşimlere vesile olacağını ifade etti.
ÇOMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Bölümü mezunu pek çok kişinin kentte atölye açtığını ancak bunlarda genellikle satışa yönelik modern tasarımların hazırlandığını dile getiren Coşar, geleneksel Çanakkale seramiklerini üreten atölye sayısının sınırlı olduğu bilgisini verdi.
Çalıştay kapsamında yaptığı tasarımda Çanakkale seramiklerinin biçimini ele aldığını söyleyen Coşar, şöyle konuştu:
“Seramik atölyesindeki kalıpları kullandım. Üniversitenin atık kağıtları ile kağıt havluları çamura dahil ediyorum. Onun bünyeye kattığı dokuyu seviyorum. Çamura kattığımız kağıtlar, çamurun mukavemetini artırıyor. Kağıt katkılı yorumlar yapıyorum. Proje kapsamında 5 at başlı testi yaptım. 3 boyutlu olanlar var, bir de duvarda sergilenecek olan versiyonlarını çalışıyorum. Diğer işlerimde de silüetler kullanmayı seviyorum. Çanakkale seramiklerindeki at, ördek ve kuş başlı formların silüetlerini kullanarak formlar tasarlıyorum.”
GÜNDEM
14 Kasım 2024SPOR
14 Kasım 2024GÜNDEM
14 Kasım 2024SPOR
14 Kasım 2024SPOR
14 Kasım 2024GÜNDEM
14 Kasım 2024GÜNDEM
14 Kasım 2024